5 yaşında görme yetisini kaybetti, hukuk fakültesinde hayallerinin peşinde
01.10.2025
KAYSERİ (1HA-ÖZEL) -Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. sınıf öğrencisi Rabia Umay Kökkaya, 5 yaşındayken geçirdiği kaza sonucu görme yetisini kaybetti. Azmiyle örnek olan Rabia Umay, “Bu durumu hayatımın merkezine almıyorum. Fiziksel özelliklerim nasılsa görme problemim de beni ben yapan bir şey ama kimliğim değil. İnsanların çok eksik gibi gördüğü bu durumu, uluslararası arenada ve insanların haklarını koruyabileceğim bir noktada gösterebilmek benim için en güzel taraflarından biri. Elimden geldiğince, Atatürk'ün de belirttiği gibi, ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesinden yola çıkarak hukuk mesleğinin bana kazandıracağı imkanları en iyi şekilde değerlendirmek istiyorum” dedi.
Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. sınıf öğrencisi Rabia Umay Kökkaya, 5 yaşında geçirdiği kaza nedeniyle görme yetisini kaybetti. Eğitim hayatına psikoloji bölümünde başlayan Kökkaya, yatay geçişle hukuk fakültesine geçerek öğrenimine burada devam ediyor.
Rabia Umay Kökkaya süreçten bahsederek, “Bu durumu hayatımın merkezine almıyorum. Fiziksel özelliklerim nasılsa, görme problemim de beni ben yapan bir şey ama kimliğim değil. Benim kimliğim kör olmak, özürlü olmak değil. Ya da birisinin duyma engeli var diye onun kimliği sağır olması olmuyor. Onun, o sadece onun özelliklerinden bir tanesi oluyor. Çünkü benim kimliğimi oluşturan milyonlarca özellik var belki ve o da bunlardan bir tanesi. Ben üniversite sınavına 2023'te girdim. O zaman psikoloji okumak istediğim için psikoloji okuyordum Abdullah Gül Üniversitesi'nde. Daha sonrasında da Hukuk Fakültesi'nin aslında daha uygun olduğuna karar verdiğim için kendimde, ek madde 1 ile yatay geçiş yaptım. Uluslararası arenada da kendimi göstermek, aslında kendimi göstermekten kasıt ne? Görme problemim var ya işte insanların böyle çok eksik gibi lanse ettiği, onu bir şekilde insanlara göstermenin en güzel taraflarından birisi de bunu uluslararası arenada ve insanların haklarını koruyabileceğim noktada, elimden geldiğince, Atatürk'ün de belirttiği gibi, yurtta sulh cihanda sulh ilkesinden yola çıkarak, elimden geldiğince hukuk mesleğinin bana getirdiği şeyleri yerine getirmek istiyorum” diye konuştu.
‘ARKADAŞLARIM KİTAPLARI SESLENDİRİYOR BU SAYEDE EĞİTİM HAYATIMI KOLAYLAŞTIRIYORUM’
Kökkaya, “Mesela ben şunu sormak istiyorum: Diyelim ki gözleriniz kahverengi. Düşünebiliyor musunuz? "Benim keşke gözlerim mavi olsaydı, gözlerim mavi olmadığı için ben çok eksik ve dışlanılası bir varlığım," değil mi? Böyle bir düşünceniz yoktur genel itibarıyla. Neden bu örneği verdim? Biraz dikkatinizi çekmek adına. Aslında bu tarz problemler de tıpkı göz renkleriniz gibi, tıpkı sahip olduğumuz fiziksel özellikler gibi sizi siz yapan, bizi biz yapan özellikler olabiliyor. Sadece burada şöyle bir nokta var: Maalesef erişilebilir toplumlar yaratmak önemli. Erişilebilir toplumdan kasıt nedir? Teknolojinin bu konularda entegre edilmesi. Çok basit bir örnek vereceğim. Burada bir kitabımın seslendirilmesine ihtiyacım vardı. Bunun için gönüllü olan birkaç arkadaşım sayesinde bu kitap benim için seslendiriliyor ve ben bu şekilde kitabı okuyarak eğitim hayatımı kolaylaştırıyorum. Bu ne demek? Aslında erişilebilirliğin sağlandığı takdirde eğitim hayatımızın ya da sosyal hayatımızın aynı oranda bizi güçlü kılacağı ve başarılı kılacağının da göstergesi. Ya da sadece eğitim özelinde de değil, sosyal içlerden de olabilir bu konular” diye konuştu.