02.10.2025

Böhürler: “İlk 4 maddeye dokunulmayacak, kimlik tanımı daha kapsayıcı olacak”


  • 02.10.2025


KAYSERİ (1HA) - AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler, anayasa değişikliği ile ilgili yaptığı açıklamada, “Çok değişecek maddesi olmayabilir ama kısmen yumuşayabilir ve tüm vatandaşları kucaklayan ve birisi ayrımcılık hissediyor ise o hissi ortadan kaldıran bir anayasa formatına gelebilir. Yeni bir anayasanın Türkiye için yeni dengelerde ve geçirdiği dönemi de göz önünde bulundurarak bu aşamada elzem olduğuna inanıyorum. İlk 4 madde üzerinde herhangi bir şey yok. Etnisiteye odaklı bir kimlik tanımı yerine daha Türkiye kavramı üzerinden bir kimlik tanımı getirilebilir. Ama ben burada etnisitelerin yani ırksal kökenlerin zikredilmeyeceğini ama daha genel, daha kapsayıcı bir tanımlama olacağını düşünüyorum. Ama tabii son taslak önümüze ne olarak gelir, bilmiyorum” dedi.

AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler, Kayseradar ve Radyoradar ortak canlı yayınında Yol Açık programına katılarak Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Bayram’ın sorularını yanıtladı. Milletvekili Böhürler, anayasa maddelerinde değişiklik ile ilgili yaptığı açıklamada, “Anayasanın girişi gerçekten sert ve biz 23 yıllık AK Parti iktidarında da büyük bir demokratikleşme sürecinde ordunun siyasetin üstündeki askerin etkisini azalttık bir dengeye getirdik. Biz AK Parti’nin ilk kurulduğu zamandan bu zamana aslında anayasa çalışması yaptık 2007 yılında daha da ilerledi. Elimizde zaten onlarca taslak var. Çok değişecek maddesi olmayabilir ama kısmen yumuşayabilir ve tüm vatandaşları kucaklayan ve birisi ayrımcılık hissediyor ise o hissi ortadan kaldıran bir anayasa formatına gelebilir. Yeni bir anayasanın Türkiye için yeni dengelerde ve geçirdiği dönemi de göz önünde bulundurarak bu aşamada elzem olduğuna inanıyorum. İlk 4 madde üzerinde herhangi bir şey yok” diye konuştu.

‘DÜNYADAKİ BÜTÜN GELİŞMELERİ İÇEREN DAHA ÖZGÜRLÜKÇÜ VE GENİŞ BAKIŞLI YAZI DİLİNİN GEÇMESİ GEREKİYOR’

Milletvekili Böhürler, “Anayasada tanımlanmış Türk kimliği etnisiteye dayalı bir kimlik değildi ilk Cumhuriyetin ilk kuruluş anayasasında. Hatta şu örneği ben hep veriyorum, bu oy kadınların oy verme meselesi 1938'de Atatürk'ün isteğiyle oldu. İlk aslında anayasa ilk yazılırken kadınlara oy hakkı da verilecek fakat erkekler itiraz ediyor. Her Türk erkeği oy kullanabilir diyor. Yani oraya erkek yerine her Türk dense bu dense kadınlar da oy kullanabilecekti. Tabi o zaman ikna edemiyorlar meclis üyelerini. Daha sonra Atatürk bunu 1938 yılında kadınlara oy hakkı olarak seçme seçilme hakkı olarak tanımlıyor. Yani anayasalar yaşayan bir şey. Yani bir dönemin ruhu bir konuyu algılamanıza izin vermeyebilir ama yıllar geçer ve siz o konu çok geride kalır, çok şey, önemli olmaz. Burada etnisiteye odaklı bir kimlik tanımı yerine daha Türkiye kavramı üzerinden bir kimlik tanımı getirilebilir. Ama ben burada etnisitelerin yani ırksal kökenlerin zikredilmeyeceğini ama daha genel, daha kapsayıcı bir tanımlama olacağını düşünüyorum. Ama tabii son taslak önümüze ne olarak gelir, bilmiyorum. Sınırların da çok farklılaştığı bir dünyada yaşıyoruz artık. Havadan ayrı bir sınır var, işte dijitalde ayrı bir sınır var, sanalda ayrı bir sınır var. Böyle bir dönemde 12 Eylül Anayasasının iki temel şeyi var; Bir bölücülük, iki de laikliğe karşı şeriat korkusu. Bu iki şey üzerinden temellenmiş bir Anayasadır. Burada bu Anayasanın, bu korkuların da artık çok başka bir yere, başka başka yeni dünyada riskler var, o riskler yok. Farklı gelişmeler var. Bütün bunların, dünyadaki bütün bu gelişmeleri içeren daha özgürlükçü ve biraz daha geniş bakışlı bir yazı dilinin geçmesi gerekiyor. Ama dediğim gibi bu 23 yıllık iktidar içinde de 2001'de de başladı anayasa değişikliği, yani Anayasada değişen pek çok madde var. Bence eğer bütün Anayasayı değiştiremesek de değiştirebilecek bir iki maddeyle biraz daha geniş, biraz daha demokratik, rahatlatıcı bir dil kurabiliriz” şeklinde konuştu.